Sağlık her şeyin başı

Her gün yeni bir şey öğreniyoruz; sevinmemiz gerekirken, bazı yeni bilgiler insanı tedirgin de edebiliyor. Son kaygı kaynağımız kısaca 'GDO' denen genetiği değiştirilmiş organizmalar... Gıda sanayiinde son zamanlarda yaygınlaşan GDO'lu ürünlerden pek çoğunun yan etkileri olduğu biliniyor; bu sebeple de pek çok insan haklı olarak genetiğiyle oynanmış ürün tüketmek istemiyor.

Tarım Bakanlığı'nın çıkardığı yeni bir yönetmelik, içinde GDO'lu katkı maddesi bulunan ürünlerin üzerinde buna dair bir uyarı ibaresi bulunmasını zorunlu kılıyor. Genetikle oynanmışlık konusunda hassasiyetimiz varsa, dükkân veya marketlere alış-veriş için gittiğimizde gözümüz uyarı ibaresinde olmalı.

Böylesine iyi bir uygulamayı başlatan bakanlık buna rağmen yaylım ateş altında ve toz duman yüzünden kimin ne dediği de doğru dürüst anlaşılamıyor. Kavga-gürültü doğrularla yanlışların birbirine karışmasına yol açtığı gibi, yapılan düzgün iş de güme gidiyor.

Yönetmeliğe uyarı zorunluluğu getiren bakanlık herhalde GDO'lu ürünler konusunda varolan hassasiyeti de paylaşıyor. Çünkü pek çok bilimadamı, yapılan araştırmalara bakarak, GDO'lu ürünler konusunda bayağı ikircikli; çeşitli hastalıklara sebep olmasından ilk nesilde değilse bile birkaç nesil sonra kısırlık yaşanmasına kadar nice olumsuzluk GDO'lara bağlanıyor. Satılan GDO'lu her gıda maddesinin üzerine "Bu ürün GDO'ludur" uyarısı konulmasının altında yatan sebep bu hassasiyetle ilintili.

Peki de, hayatımıza sessiz-sedasız girmiş olan, yanlış sonuçlar doğurabilecek GDO'lu ürünler konusunda uyarı görevini yerine getirmeyi çıkardığı yönetmelikle zorunluluk haline getirmiş olan bakanlık, neden tersine yolu kapıyor? Aynı yönetmeliğe konan bir başka maddeyle ürettikleri gıda maddelerinde GDO'dan uzak duran şirketlerin "Bu üründe GDO'lu madde yoktur" duyurusu yapmasını neden yasaklıyor bakanlık?

"Neden?" sorusuna "Bir üründe olmayan binlerce maddenin hepsini 'yoktur' diye bildirmeye kalkmak akıl kârı değil" dışında bir cevap verilemiyor. Sanki bir katkı maddesinin genetiğiyle oynamak sıradan bir işmiş gibi...

Bu anlamsız yasağa karşı çıkanlar çok acımasız iddialar dillendiriyorlar, ama bunların doğru olma ihtimali çok zayıf. Genetikle oynamayı çocuk oyuncağı haline getirmiş, bu sebeple ürettiği pek çok ürün "GDO'lu" olan ABD'nin baskısıyla bu yasağın getirildiğine inanılabilir mi? Her hükümetin birincil görevi kendi halkının sağlığını korumaktır, başka bir ülkenin sağlıksız ürünlerine raf açmak değil.

Tartışmaya daha baştan nokta konulmazsa iddialar kimbilir nereye kadar varacak?

İşi uzatmadan gerekeni yerine getirmek en doğrusu. O da şu: İçinde 'GDO' katkısı bulunan ürünler, yönetmelikte olduğu gibi, bu durumu üzerlerinde ve etiketlerinde mutlaka ilân etmeli; ürünlerinde GDO kullanmayan firmalara da, istiyorlarsa, bu durumu üzerlerinde ve etiketlerinde duyurma izni verilmeli. Uyarı zorunluyken, duyuru isteğe bağlı bırakılmalı...

Raflarda yanyana duran ve birinin üzerinde "GDO'lu olduğu" uyarısı, diğerinin üzerinde "GDO'suzdur" duyurusu bulunan ürünlerden ikincisini tercih edermiş tüketici... Keşke öyle olsa, keşke herkes sağlığına dikkat etse... Genetiğiyle oynanmış ürünlerden herkesin kaçındığı bir ülke haline gelmek hükümet için iftihar kaynağı olmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar