Aytekin ATASOYU

Aytekin ATASOYU

Seçime Çeyrek Kala Partilerin Durumu

Seçime üç aydan az bir zaman kaldı.  Partiler hızla seçime hazırlanırken, parti teşkilatları ve destekçileri değişik stratejilerle seçmeni ikna etme çabası içerisinde. Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisine Deniz Baykal sonrası genel başkan olan Kemal Kılıçdaroğlu, söylem noktasında ciddi tutarsızlıklar ortaya koysa da klasik ideolojik söylemin dışına çıkarak halkın gündemini yakalama gayreti içerisinde. CHP’nin yeni yönetimi gerek başörtüsü tartışmaları gerekse Güneydoğu sorununa yönelik geliştirdikleri söylemlerle parti içerisinde tabuları sarsmaktadır. Her ne kadar bu söylemler tutarsız olsada… CHP’nin yeni yönetimi tabuları sarsan bu söylemlerin dışında her aileye 600 lira maaş gibi rasyonel anlamda gerçekleşmesi çokta mümkün gözükmeyen bir takım vaatler, askerlik çağındakileri yaz aylarında askerlik yaptırma gibi magazinel projelerle seçmeni ikna etme çabası içerisinde. Yıllardır halkın gündemiyle ilgilenmediklerinden halkın gündemini yakalama noktasında acemilikleri her hallerinden belli olsa da yeni yönetimin klasik CHP söyleminin ötesine geçip yarım yapalakta olsa halkın gündemini yakalama gayreti içerisinde olması Türkiye’deki demokratik gelişim açısından önemli bir gelişmedir.

 

Bağımsız adaylarla seçime girme kararı alan BDP yönetimi meşru siyasi yöntemleri kullanmak yerine polise taş atmakta, emniyet amirlerini tokatlamakta, yasadışı sokak eylemlerine destek vermektedir. BDP bu sayede halkı tahrik etme, seçmeni sağduyudan uzaklaştırma ve seçmen psikolojisi üzerinde duygusal bir atmosfer oluşturma yolunu seçerek oy devşirme peşinde koşmaktadır. Hemen her seçim döneminde PKK derin yapıların yönlendirmesi ile kanlı eylemlere başvuruyor. PKK ve derin yapılanmalar, şehit cenazeleri üzerinden milliyetçi seçmenlerde AKP aleyhtarlığı oluşturarak sağduyulu milliyetçi oyların AKP’ye gitmesini engellemeye çalışıyor. PKK militanlarının cenazeleri üzerinden ise BDP oylarının artırılması sağlanıyor. Yedi PKK’lı teröristin öldüğü son Hatay olayından sonra öyle anlaşılıyor ki terör örgütü, bombalı saldırıları ve eylemlerini seçim yaklaştıkça artıracak ve bu amaçları gerçekleştirme çabası içerisinde olacaktır.

 

Hüsamettin Cindoruk döneminde kamuoyunda ciddi bir imaj zedelenmesi yaşayan Demokrat Parti Namık Kemal Zeybek’in genel başkan seçilmesiyle birlikte daha çok imaj tazeleme gayreti içerisinde. Zaten delegenin Zeybek’i genel başkanlığa getirmesinin altında yatan en önemli psikolojik neden olarak bunu gösterebiliriz. Her ne kadar Namık Kemal Zeybek’in Demokrat partinin başına gelmesi kamuoyunda pozitif olarak algılansa da Demokrat Parti anketlerde barajın çok uzağında gözükmektedir. Numan Kurtulmuş ve ekibinin ayrılmasıyla yara alan ve Necmettin Erbakan’ın vefatıyla iyice zayıflayan Saadet Partisi de Demokrat Parti gibi barajın çok altında bir puantaja sahip. Erbakan’ın vefatıyla birlikte vefa duygusunu öne çıkararak muhafazakâr tabana eğilen Saadet Partisi, Demokrat Parti ve kamuoyunda esamesini bile zor duyduğumuz Abdullatif Şener’in Türkiye Partisi ile İttifak yapma peşinde. Yazının kaleme alındığı dakikalarda kamuoyunda ittifakın gerçekleştiği yönünde haberler alsam da bu ittifak listeler yüzünden çok sancılı olacaktır diyebiliriz. Zaten ittifak haberlerine paralel olarak bu yönde haberlerde kamuoyuna yansımaktıdır. Taraflar üçlü ittifakın içerisine dördüncü olarak Büyük Birlik Partisinin de olmasını arzu etmekteler. Bu ittifak onları meclise taşır mı? diye soracak olursak kanaatim bu ittifakın barajı aşma noktasında başarı şansının çok az olduğu yönündedir.

 

Son referandumda takındığı tavır ile taban kaybeden MHP yönetimi, kaybettiği milliyetçi-muhafazakâr tabanı tekrar kazanmak için kendini var eden değerlere sahip çıkmak yerine, genel başkan Devlet Bahçeli’nin Hocaefendi ve cemaati hakkında yaptığı son açıklama ile bu değerleri çokta önemsemediğini hatta bu değerleri dünyanın dört bir yanında yaşatma gayreti içerisinde olanları bir tehdit olarak gördüğünü ortaya koydu. Bunun yanı sıra işlevsiz bir milliyetçilik daha doğrusu işlevsiz bir ulusalcı jargonla seçmenin karşısına çıkan MHP yönetimi sosyal, politik, kültürel ve ekonomik alanda seçmene bir proje sunmak yerine sırf AK Parti eleştirisi üzerine kurulu bir strateji ile seçmeni ikna etmeye çalışmaktadır. Birisi çıkıp;  “Siz yaptığınız bu eleştirilerle AK Partiye neden oy vermememiz gerektiğini anlatıyorsunuz ama size neden oy vermemiz gerektiğini anlatmıyorsunuz” diye bir soru sorsa buna nasıl bir cevap verecekler merak ediyorum doğrusu…

 

Son olarak hükümet seçimlere nasıl hazırlanıyor diye baktığımızda önceki seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de Başbakan yükün büyük bir kısmını kendi taşıyacak gibi gözüküyor. İyi bir hatip olan Başbakan seçmene sosyal, sağlık ve ekonomik alanlarda yaptıkları icraatları hem dünya ölçeğiyle hem de kendilerinden önceki hükümetlerin ortaya koyduğu performansla kıyaslayarak anlatmakta buda seçmen üzerinde farkındalık duygusu yaratmaktadır.  Bu kıyaslamalar doğrulanabilir olduğundan ve yapılanlar seçmen algısında farkındalık duygusu yarattığından seçmenlerin siyasal tercihleri üzerinde AKP lehine bir durum ortaya çıkmaktadır. AKP dışında diğer partilerin çokta fazla varlık gösteremediği Erzurum gibi yerlerde il teşkilatları rehavete kapılmaz ve başbakanın performansına paralel bir performans sergilerlerse bulundukları illerde tulum çıkarabilirler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum