Yeşille Mavi Evlenmiş DÖRTYOL Diye Bir Çocukları Olmuş

9050042dortyol13.jpg         

 

Önüm yeşil ardım mavi, sağım yeşil solum mavi. Yer yeşil gök mavi.  Bu iki güzel rengin egemen olduğu, diğer renklerin pek hâkimiyet alanı bulamadığı, sadece biraz sarı rengin ara sıra baş gösterdiği,  ülkemizin önemli bir bölümünün kış havasına girdiği günlerde adeta yazın yaşandığı bir coğrafyada yazıyorum bu satırları.

         Çok güzel bir ülkemiz var. Elbette Rabbimin yarattığı her şey ve her yer güzel, lakin bizim vatanımız bir başka güzel. Bir başkadan kastım şu (herkesin vatanı herkese güzel. Altın kafese konan bülbül misalini hatırlatıyorum bu mevzuda)  4 mevsimin ayrı ayrı yaşanabildiği kaç ülke var dünyada, bizim vatanımız bunlardan biri. Yaz mevsiminde,  kıyılarda sıcak bir şehirde yaşıyorsanız üzülmeye gerek yok. Çaresiz değilsiniz çünkü.  Toroslar, Uludağ,  kaz dağları, Erciyes, Ağrı dağı ve yüzlerce dağ yüzlerce yayla sizi bekliyor. Kışın soğuk bir memlekette, mesela Erzurum’da,  mesela Konya’da, mesela Karsta… Yaşıyorsanız ne gam!  Atlayın bir uçağa veya otobüse veya hızlı trene veya kendi arabanıza… İnin Ak Denize,  Ege sahillerine. Millet, “ donduk, üşüdük” derken siz tişörtle veya kısa kollu gömlekle tur atın portakal bahçelerinin kenarlarında veya bomboş kalmış o güzelim plajlarda. Çünkü sizden başkası pek olmaz bu mevsimde bu mekânlarda.  Milletimizin büyük çoğunluğu atalar kültürüne inat yazın çokça geliyor buralara,  kışın gidiyorlar asıl memleketlerine.  Oysa tersini yaparlardı atalarımız, sıcak mekânlara, kıyılara KIŞLIK derler ve oralarda geçirirlerdi kış aylarını; Soğuk, serin, yüksek dağlara, yaylalara yazlık derlerdi ve yaz aylarını buralarda yaşarlardı. (darısı bizim nesle)

         Bir güz mevsiminde  temaşa ediyorum Dörtyol’u. Bu güzel diyarda Portakal, mandalina bahçelerinin kenarlarında, palmiye ağaçlarının altında yürürken,  yeşil ağaçların içinden baş gösteren sarı portakallar, sarı limonlar ve sarı mandalinalarla selamlaşıyorum. Gözüm onlarda iken burnumda incir ağaçlarının, mersin çiçeklerinin  o özgün kokuları en nadide danslarını yapıyorlar. Doyasıya çekiyorum Akdeniz meyvelerinin ve çiçeklerinin kokusunu içime.

          Sırtını yemyeşil ormanlarla kaplı meşhur Anamos dağlarına dayayan, ayaklarını tertemiz sımsıcak Akdeniz sularına uzatan bu güzel, bu kahraman şehir(kahraman çünkü son yıllarda yapılan araştırmalarda,  Milli Mücadele'de düşmana karşı  sıkılan ''İlk Kurşun'un,(İzmir'in 15 Mayıs 1919'daki Yunanlılara sıktığı ilk kurşundan 5 ay önce) Dörtyol'da 19 Aralık 1918'de Mehmet Çavuş (Mehmet KARA) tarafından atıldığı ortaya çıkmıştır.    ) çarşı merkezi hariç betona henüz teslim etmemiş kendini. (bundan sonrada etmez inşallah)   Antakya ile Adana arasında bir dinginlik durağı gibi duran şehrin ana caddesinde yürürken en dikkat çeken manzara Albayrağ’ımızla Gök Bayrağımızın yanana nazlı nazlı dalgalanmaları oluyor. Çok büyük ebatlarda biçilmiş ve büyük cadde üzerindeki karşılıklı yüksek binalar üzerine asılan bu bayraklar şehrin ruh yapısını da ortaya koyuyor. Dikkat çeken bir başka manzara ise şehirdeki camilerin büyüklüğü. İnşallah bu ulu camiler, camilerin ana ruhunu teşkil eden cemaatle de doluyordur.

          Dörtyolda pek tarihi esere rastlayamadım lakin hemen onun biitişiğinde Dörtyola bir mahhalle kadar yakın Payas'ta saklı kalmış inanılmaz tarihi eserler var. Türkiye'nin en büyük kervansarayı, dünyanın meyve veren en yaşlı zeytin ağacı, Mimar Sinan *ın nadide eserlerinden Sokollıı Mehmet Paşa Külliyesi Payasta.                           

                                       Türkiye'nin En Büyük Kervansarayı 

                                       SOKOLLU MEHMET PAŞA KÜLLİYESİ 
          1574 yılında, devrin kudretli sadrazamı  Sokollu Mehmet Paşa tarafından mimar başı Mimar Sinan'a yaptırıldı. İstanbul-Halep-Şam-Hîcaz Yolu üzerinde, Hac ve ipek Yolu kervanlarının kesiştiği noktada yer alan bir menzil külliyesi olarak inşa edildi. Türk-İslam mimarisinin en güzel ve en güzide eserlerinden biri olan külIiyenin inşa tarihi, Mimar Sinan'ın "Ustalık eserim" dediği Edirne'deki Selimiye Camii ile aynıdır. Bu nadide esere, Mimar Sinan'ın mimarlık birikiminin bir özeti, denilebilir

                                 sokollu-kulliyesi.jpg                 SARI SELİM CAMİİ
           Bugün II, Selim in ismiyle anılan cami. yapıldığı tarihten bu yana ibadete kapatılmadı Caminin son cemaat mahalli. yedi revaklı. Ancak avluyu çevreleyen bütün revaklar gibi cami önündeki orijinal revaklar da. kaynaklarda bilgisine rastlanmayan bir sebepten dolayı, bilinmeyen bir tarihte tamamen yıkıldı.

                                                    PAYAS KALESİ   

            Payas’taki Cin Kule’nin gözetleme amacıyla 13. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.Bölge Kısa bir süre haçlı egemenliğinde kalmıştır. Payas Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi ile Bölge Osmanlıların eline geçmiştir. Hac yolu üzerinde olması nedeniyle Osmanlılar Payas’a önem vermişler ve Cenevizlilerden temel yıkıntıları ile kalan kaleyi tamamen sökerek aslına uygun olarak 1567-1571 tarihleri arasında bu günkü kale ve hendeği yapmışlardır. Külliye, Cami, Hamam ve imaret ise 1568-1574 yılları arasında tamamlanmıştır...

         Birkaç günlük Dörtyol izlenimler şimdilik bunlar. Bir şehri tanımak sadece dış görünüşle olmaz tabi ki. İnsanları, kültürleri,  onların komşuluk ahlaklarını, ticari ahlaklarını,  siyasi ahlaklarını bilmeden yapılacak değerlendirme elbette eksik olur. Medeniyet dediğimiz şeyde zaten budur. Yani insanların günlük hayatlarında birbirlerinin haklarına isteyerek riayet etmeleridir. Bir toplum, kanun zoru olmadan, hiçbir baskı görmeden hakka, hukuka riayet ediyorsa medenidir. 

         Dörtyol güzel, Hatay güzel, Payas güzel... Lakin bütün bunlarıdan maada  orada yaşayan insanlar güzel . Benim özverili, vefalı, candan arkadaşım, adaşım  (L. Yılmaz )  ve onun samimi içten evlatları güzel) Tüm dostlara, tüm güzelliklere selamlar, sevgiler, saygılar.

          Selam olsun Dörtyola, Amanoslara, Akdenize...Sonsuz bir güzel tarafından yaratıldıkları için güzel olan her şeye   Ve tabiki orada bize ait iki güzel yüreğe.  Hepiniz Allaha emanet olun 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.