Fatma Ç. KABADAYI
Yok Böyle Bir Buluşma
Duymamış olamazsınız!
habername.com sitesi yazarları bu yıl Konya’da toplandı.
Bu haberden mutlaka haberiniz vardır ama ben kendi açımdan bir daha gözden geçireyim dedim.
Bu toplantıyı tek kelime ile anlat deseler “İyi ki…” derim.
İyi ki on dokuz yıldır bu sitenin yazarıyım. İyi ki toplantı bu yıl Konya’da yapıldı. İyi ki bu kadar güzel insanları yüz yüze tanıma imkânı buldum.
Bilirsiniz; biz de bir buluşma olacağı zaman önce yer ve saat, ardından özelden iletişim kurularak katılımcılar belirlenir. Otuz yıldır Amerika’da yaşayan, Konya Selçuk Üniversitesi’nden mezun olduğundan beri de Konya ile iletişimi her türlü tevafuk ile kesilmeyen habername.com sahibi Sayın Kemal BOZKURT da kahvaltı programı için bir grup kurdu. “HN Konya Breakfast” Katılımcılar zaten belliydi. İsimler önceden verilmişti. Aralarında daha önce tanıştığım ya da Zoom toplantılarında gördüklerimden sadece bir kaçı vardı. Yazışmalar devam ederken hocalarımızdan birisi toplantıya site yazarı olmadığından dolayı katılmasının doğru olmayacağını yazarak daha gelmeden inceliğini hissettirdiğinde ben “Siz olmadan olmaz hocam,” diye yazdım. Kendisini hiç tanımıyorum, cehaletim diz boyu… Neyse ki karşı taraf olgun, bilgili, sabırlı…

Toplantı günü çok heyecanlıydım çünkü yıllardır, yazarı olmaktan onur duyduğum sitenin sahibi, oğlu, yakın çevresi, yakınları ve site kurucuları ile tanışacaktım.
Sabah onda başlayacak toplantı için herkes zamanında oradaydı. Öncelikle bu, herkesin bu buluşmaya verdiği önemi ve birbirlerine olan saygısını ifade ediyordu.
Kemal BOZKURT üstadımız, kendisini tanımayan olmamasına rağmen nezaketinden olsa gerek kısaca kendinden bahsettikten sonra siteyi kurma hikâyesini, yazarların kadroya alınmasını, çekilen zorlukları, ulaşılan başarıları, hedefleri anlatırken betimlemeleri ve üslubunun ve Türkçesinin güzelliğiyle her zamanki gibi büyüledi. Türkçesinin diyorum çünkü anadili gibi bildiği İngilizceyi, yaptığı röportajlarında, çektiği belgesellerde de kullanan, hatta ana gruba İngilizce ses kaydı atıp bilmeyenleri de öğrenmeye teşvik eden biri O. Ardından birbirinden nezih katılımcılar kendilerini tanıttı. Elbette, çoğunun dile getirmediği özellik ve güzelliklerini de Kemal Üstadımız tamamlayıveriyordu. Yanımda oturan nur yüzlü hanım Konya’da bir üniversitede profesördü ve İsviçre doğumlu olduğu için olsa gerek Türkçe konuşurken yabancı olduğu izlenimi veriyordu. Karşımdakiler, yandakiler, uzaktakiler hem İngilizce hem Arapça konuşunca bir ara kendimi çok boş yaşamışım, duygularıyla baş başa buldum. Konuşma sırası bana gelmişti. “Ben kimim ki… Sizlerin yanında neyimden bahsedeyim,” diyemediğim için gerçekleri söyledikten sonra Türkçe bildiğimi de ekledim. Yüzlerdeki gülümsemeler sadece mütevazı ve zeki olduklarını değil, her ortama uyum sağlayacak kadar modern ve anlayışlı olduklarını da ispat ediyordu.
Hayatımda hiçbir kahvaltıda bu kadar iştahlı olduğumu anımsamıyorum. İnsanın bulunduğu ortama kendisini ait hissetmesi çok önemli derlerdi de bu duyguyu daha önce yaşamamıştım. Her biri birbirinden kıymetli, hem dünya hem ahiret için görüşmeye can atılacak bir grup bilge insan. Ve orada insana değer veriliyordu, bence en önemlisi buydu.

Kemal Üstadımız Amerika’da bir insanın işe alınması için gereken beş özelliği yine nezaketinden dolayı ayakta anlatırken herkesin yine nefeslerini tuttuğu o dakikalar da zihnime kazılan anlardan… Ben de beş de üç idi. Kimse anlamasın, gülümseyin. Bu arada yan masalardakiler de her konuşmasında sohbetlerini kesip dikkatle hocamızı dinlediler. Bu nasıl güzel bir duygudur kim bilir… Bu arada efendiliği, kibarlığı ve azmi ile Üstadımızın oğlu da babasının izinde; ilim irfan yolunda. Bir “maşallah” derken ağzımızdan kırk bir kez daha yankılandığını hissediyorduk.
Kahvaltı sonunda dua yapmak için Ehli Sünnet Âlimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Sayın Orhan Çeker, sanıyorum sesinin sadece bizim masaya duyulması için masada tam ortaya geçti. Duadan önce bir zamanlar Arapça atasözlerine olan ilgisinden bahsettikten sonra “Hayırla yad edilmek, insan için ikinci bir ömürdür,” atasözünü önce Arapça söyleyip sonra sanıyorum benim gibi anlamayalar olur düşüncesiyle açıkladıktan ve mukaddime ettikten sonra dünyaya güzel bir hatıra bırakmanın önemine değindi. Verdiği örneklerle türkü söylerken sazın teline süsleyerek vurur gibiydi. Ardından da güzel sesi ve sesine verdiği özel makamı ile duayı yaptı. Fatihalar okunup eller yüzlere sürülürken içimden dedim ki iyi ki de “Sizsiz olmaz yazmışım,” Allah yazdırmış demek ki; -her zamanki gibi-
Bazen zaman su gibi akar, -mutlu olduğunuz zamanlarda elbette- daha fazla kalmak, daha çok tanımak, öğrenmek istersiniz ya işte öyleydi ama ayrılık vakti kapıyı çalınca toparlandık; birkaç hatıra fotoğrafına hepimiz gülümsedik. En çok ben gülümsemiş olabilirim. Çoğu tebessüm etmiş sonradan gördüm. Olması gereken oydu elbette.
Bu özel toplantının en güzel yanlarından biri de kimsenin kendi arasında konuşmuyor olmasıydı. Bu demekti ki konuşana olan saygı, konuşulan kelamların önemi ve konuşmacılara olan değer büyüktü.

Kimler, kimler vardı bilseniz…
Ankara’dan eşi ve kızıyla gelen Prof. Dr. Sayın Yakup Civelek, şehre dönüşüme yardımcı olmak için nazik teklifi ile beni duygulandıran Prof. Dr. Mehmet Karalı, Muammer Yalçın, Konya’da idareci olarak görev yapan ama bizim onu Burkino Faso anıları ile tanıdığımız kıymetli Hocam Haşim Akın, beni kendisine hayran bırakan Ehli Sünnet Âlimler Birliği Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker, iki yıl önce habername.com sitesinde yayınlamak üzere kendisiyle söyleşi yapma imkânı bulduğum Selçuk Üniversitesi Doğu Dilleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sayın Kazım Ürün ve kıymetli eşi, habername’ye hosting ve yazılım hizmeti sunan yazılarımızın tüm dünyaya ulaşmasını sağlayan CM Bilişim sahipleri Mehmet Emin ve Canan Aydın çifti, Necmettin Erbakan Üniversite'sinden Sadrettin Başkürkçü ile Dr. Merve Elmas ve birbirinden özel misafirler…
Toplantıya ben de okul müdürüm ile iştirak ettim. Beni kırmayan kıymetli müdürüm Sayın Harun Reşit BAŞKAYA’ya buradan yeniden teşekkür ediyorum. Bence o da iyi ki gelmiş. Zaten benim bu “HN Konya Breakfast” toplantısı için tek keşkem var o da “Keşke diğer yazarlarımız da olsaydı…” Bu buluşma insana yazma ve okuma aşkı, insan sevgisi ve dostluk bilinci aşılamada paha biçilmez bir örnek teşkil ediyordu. Zaten hiç kitap okumayan biri olsanız sadece bu siteyi günde bir saat dahi gözden geçirseniz kültür abidesi olur çıkarsınız inanın. Haberlerinden yazarların her satırı birbirinden kıymetli paylaşımlarına, emeklerine hayran olmamak elde değil.
İnşallah yeniden ve yeniden görüşmek nasip olur.
Ne diyeyim, iyi ki…






Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.