Yok Böyle Bir Ülke

Birilerinin mastır ya da doktora tezi yapması lazım. Gerçekten Türkiye gibi kendi şahsına münhasır bir başka ülke bu dünyada var mı yok mu diye.

Demokrasileri hayli gelişmiş ülkelerde aydın tabir edilen kişilerin ülkelerini eleştirmesi herkesin kabul ettiği ve de onayladığı bir durum. Bahse konu olan bu ülkelerde bu tür eleştirileri yapanlar gerçekten yetişmiş ve de objektif kimseler olup; reklam ve de prim yapmaya ihtiyacı olmayan kimselerdir.

Mesela ülkesi ABD'yi sürekli eleştiren Noam Chamsky için şöhret olmak istediğinden ABD'yi eleştiriyor diyebilir miyiz? Chamsky zaten dünyanın bir numaralı üniversitesi Harvard'ta ve de herhangi bir extra tanınmaya da ihtiyacı yok.

Peki bizim ülkemizde ne oluyor? Özellikle isimlerinin önünde prof ünvanı olup genellikle kendi üniversiteleri dışında tanınmayan birçok üstadımız, yine senelerdir kalem oynatmalarına rağmen bekledikleri şöhrete bir türlü kavuşamayan gazeteci-yazar tayfası; en kolay yolu seçerek milletçe kabul ettiğimiz, gurur duyduğumuz, övündüğümüz değerlerimize saldırma yolunu seçiyorlar.

İyi saatte olsunlar, birçok sözde aydınımız! Sözde Ermeni soykırımından dolayı Ermenilerden özür dilediklerini beyan eden deklerasyon yayınlıyorlar. Hani derlerya ABD ve Avrupanın yıllardır beklediği hediyeyi bizzat ellerine vermiş oluyorlar.

ABD'nin en saygın gazetelerinden Boston Globe bu fırsatı kaçırmadı tabiiki. Hemen uzunca bir makale yayınlıyarak Türk Aydınları Ermenilerden özür diledi dedi.

Bir diğer konu medar-ı iftiharımız olan Mevlana Celaleddin-i Rumi için daha öncede eleştiri sınırlarını aşan sözler ifade eden, benimde gururla okuduğum ve mezun olduğum Selçuk Üniversitesi'nin Edebiyat Fakültesi Tarih bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mikail Bayram bu sefer daha önce söyledikleri herhalde fazla ses getirmedi veya unutulduki kendisiyle yapılan bir dergide aynen şunları söyleyebiliyor. “Amerikalı, Fransız, İngiliz Mevlana sayesinde Müslüman oluyor” diyorlar. Ve görüyoruz da onları; bir sakal bırakmış, bir elinde değnek, diğer elinde doksan dokuzluk tespih; bir Amerikalı, İngiliz veya Alman Mevlevi olmuş gelmiş buralara. Bunlarin Mevlevi olmalari veya Mesnevi'nin çok okunması İslamiyet için bir rüçhaniyet değil, önemli de değil. Samimi Müslüman da değiller. Onlar emperyalist amaçlar güdüyorlar.

Mikail Hocanın elinde herhalde ölçü makinası varki Hz. Mevlana'dan dolayı müslüman olanalrı gerçek müslüman olarak görmüyor. Mikail Bey Mevlana hakkında daha o kadar ciddi iddialarda bulunuyorki insanın bunu yazan ve de iddia eden bir kişi nasıl TC vatandaşı olur diyesi geliyor.

10 yıllık ABD hayatımde iki şey benim gündemimden bir türlü düşmedi. Ermeni meselesi ve Mevlana. Ermeni Meselesinde karşıma çıkan herkesle korkmadan mücadele ettim ve etmeye devam ediyorum. Hz. Mevlana hakkında da yüzlerce ABD'liye bilgi verdim vermeye devam ediyorum.

Bendeniz ABD'de aynı zamanda noterlik yapmaktayım. Noterlikteki altın kural aksi ispat edilene kadardır. Dolayısıyla bir noter olarak buradan bütün Ermeni sempatizanlarına ve de Hz. Mevlana karşıtlarına şunu söylüyorum. Ermeni soykırımı olmamıştır. Tehcir olmuştur. Tehcir ile soykırımı aynı kefeye koyan zihniyete şaşarım. Hz. Mevlana İslamın ve de insanlığın yüzakı büyük bir şahsiyyettir. Bu yüzden de aradan 800 sene geçmesine rağmen başta ABD olmak üzere birçok ülkede şiirleri en çok okunan şair olarak zirvede olmaya devam etmektedir. Aksini iddia edenler belgelerini bendenize ulaştırırlarsa buradan söz veriyorum belgelerini noter olarak onaylayacağım ve de ücret almayacağım.

Karşı kıyıdan hepinize selamlarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.