Prof. Dr. Yakup CİVELEK

Prof. Dr. Yakup CİVELEK

Yurtdışı Türkleri Milletvekilliği: Demokrasinin Yeni Nefesi

Yurtdışında yaşayan milyonlarca Türk vatandaşı, sadece ekonomik bir güç değil, aynı zamanda Türkiye'nin dünyaya açılan penceresidir. Bu büyük kitle, hem yaşadıkları ülkelerin kültürel ve sosyal dinamiklerine uyum sağlamakta, hem de ana vatanla olan güçlü bağlarını korumaktadır. Cumhurbaşkanımızın zamanlarda yaptığı konuşmalarda da ifade ettiği gibi, "Yurt dışında yaşayan her bir kardeşimiz, Türk milletinin temsilcisidir ve 86 milyon vatandaşımızdan hiçbir farkı yoktur." Bu yaklaşım, yurtdışındaki vatandaşlarımızın seçme hakkının yanı sıra seçilme hakkının da etkin bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

25 Ağustos 2025’te Ahlat’ta yapılan Kabine Toplantısı sonrasında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız için sarf ettiği "canımızın bir parçası, başımızın tacıdır" sözleri, bu geniş diasporanın milletimizin özünde yer aldığına dair samimi ve kuvvetli bir hissiyatı yansıtmaktadır. Bu beyanat değerli beyanatı, Türkiye’nin diasporasına verdiği önemin en güçlü kanıtıdır. Bu beyanat, yalnızca manevi bir iltifat olmanın ötesinde, yurtdışı Türklerinin Türkiye için taşıdığı stratejik önemin de bir ifadesidir.

Ancak demokrasi ruhu, bu asil duyguları somut haklara dönüştürmeyi ve siyasi mekanizmalarla pekiştirmeyi gerektirir. Bu noktada, Avrupalı Türk Salih Altınışık gibi araştırmacı yazarların yazılarında da sıkça dile getirdiği üzere, yurtdışı Türklerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) doğrudan temsili, sadece bir hak meselesi değil, aynı zamanda demokrasimizin geleceği için stratejik bir zorunluluktur.

Siyasal Katılım ve Temsil Hakkı

Türkiye, birçok Avrupa ülkesinin nüfusunu aşan ve dünyanın en büyük diasporalarından birine sahip bir ülkedir. Dışişleri Bakanlığımızın resmi verilerine göre yurt dışında, 6,5 milyonu Batı Avrupa’da 7,5 milyonu aşkın Türk vatandaşı yaşamaktadır. Bu nüfus her geçen gün artmaktadır. İsviçre'de 130 binin üzerinde Türk vatandaşının varlığı, bu diasporanın ne kadar büyük bir potansiyel taşıdığını göstermektedir. Ancak mevcut sistemde yurtdışındaki Türklerin doğrudan temsil edilme mekanizmaları yetersiz kalmaktadır. Tüm eksiklik ve akşamlara rağmen yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız, seçimlere aktif bir şekilde katılarak ana vatanlarıyla bağlarını siyasi alanda da güçlü tutmaktadır. Fakat bu katılım, egemenliğin tek ve en yetkin temsil organı olan TBMM’de doğrudan temsille taçlandırılmadığı sürece eksik kalmaktadır. Bu durum, hem temsil adaletsizliğine yol açmakta hem de yurtdışı Türklerinin Türkiye siyasetine olan inancını ve katılımını kısıtlamaktadır.

Çeşitli akademik çalışmalar ve analizler, doğrudan temsilin hem yurtdışı Türklerinin aidiyet duygusunu güçlendireceğini hem de Türkiye'nin demokratik yapısını evrensel standartlara taşıyacağını ortaya koymaktadır. Bu hak, yurtdışındaki vatandaşlarımızın yaşadıkları sorunları, birikimlerini ve taleplerini en üst düzeyde dile getirme ve çözüm üretme imkânı sunacaktır.

Yasal Model: Yurtdışı Seçim Bölgesi

Bu tarihi adımı somutlaştırmanın yolu, TBMM'de yapılacak yasal bir düzenlemeyle "Yurtdışı Seçim Bölgesi" oluşturulmasından geçmektedir. Bu sorunun kalıcı ve adil bir şekilde çözümü, Altınışık’ın yazısında önerdiği gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde "Yurtdışı Seçim Bölgesi" ilan edilmesiyle mümkündür. Bugüne kadar sunulan tarihi tekliflerde de sıkça dile getirildiği gibi, nüfus yoğunluğu ve coğrafi dağılım dikkate alınarak yurtdışına 15 milletvekilliği tahsis edilmesi, mevcut sistemdeki temsil adaletsizliğini giderecektir.

Bu yasal düzenleme, yurtdışı Türklerinin yaşadıkları nüfus yoğunluklarına ve coğrafi dağılımlarına göre kendi milletvekillerini seçmelerine olanak tanıyacaktır. Avrupa'dan Amerika'ya, Avustralya'dan Orta Asya'ya uzanan geniş bir coğrafyadaki vatandaşlarımız, kendi sorunlarına hakim ve onları en iyi şekilde temsil edebilecek adayları doğrudan meclise gönderebilecektir. Böylece, gurbetçilikten küresel bir siyasi aktörlüğe uzanan bir dönüşüm süreci başlatılacaktır. Bu sayede, hem onların sorunları daha hızlı çözüme kavuşacak hem de Türk siyasetine yeni ve uluslararası deneyimlere sahip bir dinamizm katılacaktır.

Stratejik ve Kültürel Zenginlik

Yurtdışı Türkleri, yalnızca ekonomik katkılarıyla değil, aynı zamanda yaşadıkları ülkelerin kültürel dokusuna iç içe girmiş, hemhal olmuş, kendi milli kimlik ve kültürlerini kaybetmeden onların asli unsurları haline gelmiş, diplomasi ve lobi faaliyetlerinde kritik rol oynayan stratejik bir güçtür. TBMM'de temsil edilmeleri, Türkiye'nin dış politikalarına ve uluslararası ilişkilerine yepyeni, taze ve gerçekçi perspektifler katacaktır. Farklı siyasi sistemlerde deneyim kazanmış bu milletvekilleri, Türkiye'nin uluslararası arenada sesini daha gür ve etkili duyurmasını sağlayacak, lobi ağlarını genişleterek ülkemizin menfaatlerini daha güçlü bir şekilde savunacaktır. Onların yaşadıkları ülkeye katkıları ve kazandırdıkları, deneyimleri, aynı zamanda iç politikada da çok kültürlü ve kapsayıcı bir vizyonun yerleşmesine katkı sunacaktır.

Demokrasi ve Katılımcılığa Uyum

Vatandaşlık hakkının temel unsurlarından biri olan seçilme hakkını coğrafyaya göre sınırlandırmak, modern demokrasinin ruhuna aykırıdır. Yurtdışı Seçim Bölgesi düzenlemesi, bu bağlamda demokrasimizi sadece iç dinamiklerle sınırlı olmaktan çıkarıp, onu küresel bir ölçekte evrenselleştirecek ve yüceltecektir.

Farklı ülkelerde, farklı siyasi ve kültürel sistemlerde deneyim kazanmış yurtdışı milletvekilleri, Türkiye'nin uluslararası ilişkilerinde ve dış politikasında benzersiz perspektifler sunacaktır. Bu temsilciler, yaşadıkları ülkelerdeki lobi faaliyetlerini güçlendirirken, aynı zamanda Türkiye'nin menfaatlerini uluslararası arenada daha etkin bir şekilde savunabilecektir. Bu tarihi adım, Türkiye'nin küresel vizyonuna yakışan, uluslararası alandaki itibarını artıracak ve tüm dünyaya, yurttaşıyla bütünleşik, geleneğine saygılı ve geleceğe dönük vizyoner bir demokrasi örneği olduğunu gösterecek ve Türkiye'nin kapsayıcı ve ileriye dönük bir hamlesi olacaktır. Bu adım, yalnızca yurtdışı Türklerinin haklarını iade etmekle kalmayacak, aynı zamanda demokrasimizi güçlendirecek ve Türkiye'nin geleceğine büyük katkılar sunacaktır.

Sonuç yerine

Cumhurbaşkanımızın yurtdışı vatandaşlarımıza yönelik bu kapsayıcı dili, artık cesur bir politik hamleyle somutlaştırılmayı beklemektedir. Bu adım, sadece yurtdışındaki vatandaşlarımızın haklarını iade etmekle kalmayacak, aynı zamanda tüm Türk demokrasisine yeni bir soluk, yeni bir cesaret ve yeni bir vizyon katacaktır. Türkiye, bu adımla küresel anlamda sadece bir ekonomik veya siyasi aktör olmakla kalmayacak; yurttaşlarıyla bütünleşik, geleneğe saygılı ve geleceğe dönük kapsayıcı bir demokrasi örneği olarak gösterilecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum