Acaba Bu Konuda Cenab-ı Rabbül Alemin Ne Diyor?

Mimar Sinan Mühendisler Birliğinin “Yeni Normalde Mühendislik, Mimarlık ve Toplum” konulu zirve etkinliğinde “Yeni Normalde Medeniyet ve Toplum” konulu bir konuşma yapan Prof. Dr. Sadettin Ökten Kovid-19 bağlamında yaşadıklarımızı yorumlamaya şu soruyu sorarak başladı:

“Acaba Bu Konuda Cenab-ı Rabbül Alemin Ne Diyor?”

Sadettin Ökten Hoca’mızın sorusunu burada bırakalım. Yazı sonunda tekrar döneceğiz bu noktaya .

Kovid-19 maalesef gerçek, hem de acı bir gerçek. 2019 yılının başına dönebilsek ve insanlığa seslenseydik. Çok kısa bir süre sonra:

Tüm dünyada insanlar maske takmadan sokağa çıkamayacak,

Uçuşlar durdurulacak, sınır kapıları kapatılacak ( ki pandemi öncesinde bir günde tüm dünyada yaklaşık 107 bin uçuş yapılıyor ve 12 milyon civarında insan taşınıyordu. Adeta gökyüzünde yüzen bir ülke vardı...)

İnsanlar zaman zaman ülkelerde, zaman zaman şehirlerde, çoğu zaman evlerinde izole olacak,

Okullar, cafeler, restoranlar, oteller vs vs her şey kapatılacak,

Eğitim ve iş ağırlıklı olarak evden yürütülecek, her şey online hale gelecek,

Hastaneler yetersiz kalacak, insanlar huzurevlerinde ya da kendi evlerinde tedaviye ulaşamadan ölecek, mezarlıklarda yer bulmak zorlaşacak, toplu mezarlar kazılacak,

Vs vs. denilseydi kim inanırdı? Kimse inanmazdı...

Maalesef bunları ve daha acılarını yaşadık, yaşandığına şahit olduk.

Küresel olarak karşılaştığımız bu sorunun ülke bazında 3 temel cephesi var,

1- Devletin üzerine düşen görevler,

2- Sağlık yönetiminin ve çalışanlarının üzerine düşen görevler,

3- Bizlerin, sıradan yurttaşların üzerine düşen görevler.

Sadettin Hocamın konuşmasında değindiği “küreselciler” , “dünyayı yeniden dizayn etmek isteyenlerin hedefleri” nden hiç bahsetmeden yaptığım bir tasnif bu. Bu yazı politik bir yazı da değil. Her meselede olduğu gibi bu Kovid-19 ‘da da “birlik ve beraberlik” yok. Maalesef “ülke kapansın” diye feryat edenlerle, bir kaç günle sınırlı kapanmalarda “ne olacak bu esnafın hali” diyenler aynı kişiler. Kapanmadan bekledikleri de ülkenin selameti değil kaos... O yüzden bu yazı politik olmayacak. Sadece bu kadar bir es verip geçiyorum.

Dikkatimi çeken en önemli şey “birey” olarak yapabileceklerimizi ihmal edip komplo teorileriyle, devletin yaptıkları/yapamadıkları, sağlık kuruluşlarında yaşanan sorunlara odaklandığımız ve çözüme katkı sağlamaktan uzak dedikoduya yakın anlamsız bir yerlerdeki duruşumuz...

Sadece maske, (gerçek anlamda hem bizi hem de temasta olduklarınızı koruyacak ciddiyet ve şekilde) mesafe ve temizliğe dikkat ederek, sağlıklı beslenmeyi temel alıp, izolasyon kurallarına uyduğumuzda devletin, sağlık kuruluşlarının işlerinin çok kolaylaşacağı  ve şikâyet ettiğimiz pek çok şeyin ortadan kalkacağını bildiğimiz halde...

Prof.Dr. Bilal Kemikli Hocamız çok veciz ifadelerle diyor ki:

“Yarına mühlet var mı elimizde? Bunu bilemiyoruz. Bu bilgi eksikliği, sadece bu döneme münhasır mı? Hayır. Lakin bu dönem, neyle mücadele ettiğimizi bilemiyoruz. Bir Salur Han çıkacak ve o yedi başlı ejderhayı yenecek; bu belli... Kulları arasında nice kahramanlar saklar Allah.

Kahramanı sadece cephede arama; o şimdi laboratuvarında, hastanesinde, ofisinde gayret edip duruyor.

Peki, sen de hayatının kahramanı ol: Alınan önlemlere uy... Bir de dostum, daha nazik ve adil ol: kırma kimsenin gönlünü. Belki, tamire zaman kalmaz.

Şu hayatta, gönül kazan...”

Ne kadar veciz bir şekilde özetlemiş Hocamız. Allah razı olsun...

Yine Sadettin Ökten Hoca’mızın sorusuna dönelim.

“Acaba bu konuda Cenab-ı Rabbül Alemin ne diyor?”

Konuşmadan anladığımızı özetleyelim:

“Evet, tabii ki küreselcilerin büyük hesapları var. Ciddi kurgular var. Ama unutmayalım ki ‘Hesapların üstünde de Allah’ın hesabı var’

“Her ilim sahibinin üstünde, daha iyi bilen vardır (Allah eşsiz ilim sahibidir).” (Yusuf Suresi/76)

“(Yahudiler, Hz. İsa’yı öldürmek için) hile düşündüler. Allah da hilelerini kendi aleyhlerine çevirdi. Allah hile yapanların karşılığını en iyi verendir.” (Al-i İmran/54)

Zor bir süreçten geçiyoruz birey olarak, aile olarak, toplum olarak, devlet olarak, eş dost olarak, ne yapacağız?

En önemlisi sabır,

Allah bütün ümmete itikâf emrediyor. Bütün bu sıkıntılar, üzüntüler tarikatı mevleviyedeki çileye tekabül eder.

Bu çile kendimize gelmemiz için Allah’ın lütfudur.

Şeyh Galip Hüsnü Aşk’da

Sen yârini bî-haber mi sandın

Yoksa seni terk eder mi sandın

(Sen Yârini habersiz mi sandın?

Yoksa seni terk eder mi sandın?)

Allah her halimizden haberdardır ve bizi hiç bir zaman terk etmez yeter ki biz onu bırakmayalım bir adım on adım meselesini unutmayalım. 

İlahi murad nedir? İlahi lütuf gelecek mi?

Bilmiyoruz...

Bildiğimiz şey Allah bize hırsların dünyasına esir olmayın buyuruyor, muhabbet dünyasına esir olun.(Komplo teorileri çip takılma vs) her şey ol emri ile olur. Kaderi ilahide çip takılması, insanların küreselcilere esir olması var ise ve Kıyamete kadar Kur’anın ahkamı baki ise soru şudur “ben bu ahkama tabi miyim? “

Bu büyük imtihanda ahkâmı Kuran’a mı tabiyim yoksa küreselcilere mi? Kimin sözü daha önemli firavunun sözü mü Musa’nın mı? 

İnsanların çizdiği senaryo yok olmaya mahkûmdur. Allah’ın çizdiği ise bakidir 

Kim derdi ki büyük Britanya imparatorluğu Gandi gibi bir garibanın eliyle Hindistan ‘ı kaybedecek.”

Hoca’mızın çizdiği büyük resimden Bilal Kemikli Hocanın belirlediği çerçeveye dönelim ve şimdilik tefekkür ve kurallara uyma çizgisinde kalalım.

Elbette Allah’ın hükmü yerinde. Ama unutmayalım ki, sadece üretim ve tüketim eksenli dünyada vahşice kirlettiğimiz denizlerde ve nehirlerde balıklar oksijensizlikten ölürken, petrol ve güç savaşlarının kirli dünyasında Aylan bebeklerin cesetleri yüz üstü sahile düşerken ilahi planda bize doğru gelen imtihanları anlamaya çalışalım. Aklımıza başımıza almadık şimdi biz nefes alamıyoruz. Biz toplu ölüyoruz.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum