Yavuz ORTA
Bir At Sineği, Bir Uyanık, Ve Bir Dava !!! Sevgili Dostlar,
Bazen, bir insanın yüreği, bir milletin kaderini değiştirebilir.
Tarihin o derin vadilerinde yürüyen bazı özel ruhlar, zamanın gidişini değiştiren, suskun kalabalıkları uyandıran, sönmeye yüz tutmuş bir kıvılcımı alev haline getiren seçilmiş adamlardır.
Sokrates (M.Ö. 469 – 399); At Sineği Metaforu:
Sokrates, suskun Atina'nın tam ortasında bir at sineği idi.
Bir filozof olarak değil, bir rahatsızlık kaynağı olarak görülüyordu. Çünkü o, düşündürüyordu.
Atina’yı bir uyurgezer ata benzetiyor, kendisini ise o atı dürten sinek olarak tanımlıyordu: Gençleri “yoldan çıkarmak” ve “devletin tanrılarına inanmamakla” suçlandı..
“Ben Atina’ya Allah tarafından gönderilmiş bir at sineğiyim.” Demiştir, Sokrates.
Bu büyük ama uyuşuk hayvanı dürtmek zorundayım, çünkü ben olmazsam, uyuşukluk içinde boğulacaksınız.”
Ve işte o sineği susturmak istediler.
O ise idam sehpasına bir kurban gibi değil, bir uyanık gibi yürüdü.
Zehir dolu kupayı, hakikatin kutsal kadehi gibi seve seve içti.
Çünkü biliyordu:
“Beni öldürebilirsiniz, ama düşünceyi asla.”
Bugün o sineğin kanat çırpışı hâlâ felsefenin ruhunda duyuluyorsa, bu onun göğüslediği sorumluluğun, davasına sadakatinin ve ölümü bile göz kırpmadan kabullenişinin eseridir.
Bir Uyanık: Malcolm X
Asırlar sonra başka bir coğrafyada, başka bir kıta ve başka bir renkten bir adam, yine uyuyan bir toplumu dürtüyordu.
Malcolm X, zincirlerinden yeni kurtulmuş bir aklın, adalet özlemiyle yanan bir kalbin taşıyıcısıydı.
Korkmamayı öğrendiğinde henüz çok gençti.
Konuşmaya başladığında, Amerika titredi.
“Bir uyanık, bütün uyuyanları uyandırabilir.” dedi.
Çünkü o da biliyordu:
Kalabalıklar değil, inanmış ve adanmış, bir kişi bile, milleti, harekete geçirebilirdi.
Malcolm X, sadece konuşmadı; yaşadı, yürüdü, dönüştü, davrandı.
Ve bir gün, o da Sokrates gibi ölümü seve seve karşıladı.
Çünkü onun için önemli olan yaşamak değil, “uyanıklığı” geleceğe miras bırakmaktı.
Bugün hâlâ yeryüzünde özgürlük ve adalet adına bir ses yankılanıyorsa, orada MalcolmX’in de izi vardır.
Bir Meslek Değil, Bir Adanış: Sahabe Olmak
Sahabe olmak; bir meslek değil, bir ömürlük şeref demek idi.
Resûl’ün (sav) “Gel!” çağrısına “Lebbeyk!” diyerek karşılık verdiler.
Evlerinden, yurtlarından, mallarından, sevdiklerinden vazgeçtiler.
Mekke'den Medine’ye hicret ettiler; ama aslında coğrafya değil, tarih değiştirdiler.
Ve hakikatte terk ettikleri sadece şehirler değildi — nefislerini, alışkanlıklarını, rahatlarını, dünyevî hesaplarını geride bıraktılar.
Onların yürüdüğü yol sadece çöl yolu değildi;
imanın, sadakatin, fedakârlığın ve ebedîyyetin yolu idi.
Mus'ab bin Umeyr, Mekke'nin en zengin genciyken, Yesrib sokaklarında sırtında yamalı aba ile dolaşan ilk davetçiydi.
Selman-ı Farisi, hakikati ararken kıtaları aştı.
Kimisi Habeşistan'a sığındı, kimisi Bizans topraklarına yürüdü, kimisi Çin’e kadar gitti...
Ama hepsi, yaşadıkları çağlara bir çizgi, sonraki çağlara bir iz bıraktı.
Onlar yürüdükçe çöller yeşerdi.
O izler bugün hâlâ yeryüzünde İslam’ın nefes aldığı her şehirde, her kalpte yankılanıyor.
Zamanın Dava İnsanı:
Bugün sahabeler yok, Sokrates yok, MalcolmX yok…
Ama onların ruhu hâlâ aramızda dolaşıyor.
Zamanın dava insanı:
• Kalabalıkların alkışına değil, hakikatin sessiz ama derin çağrısına kulak verir. Çünkü bilir ki alkışlar geçicidir, ama hakikat sonsuza dek yankılanır.
• Bencilliğin karanlığında değil, fedakârlığın aydınlığında yürür. Her adımı bir başka yüreğe ışık olsun diye atar.
• Kolay olanı değil, doğru olanı seçer. Çünkü kolay olan çoktur; ama doğru olan, bazen tek başına yürünecek yoldur.
• Zorluklara seve seve göğüs gerer, çünkü yüreğinde taşıdığı dava, geçici acılardan çok daha büyüktür. İnandığı yolda çekilen çile, onun için bir şereftir.
• Popüler değil, tutarlı olmayı önemser. Çünkü rüzgâra göre yön değiştirenler değil, istikameti sabit olanlar tarih yazar.
Ve bazen kendi çağına yön veremez belki; ama gelecek çağlara pusula olur. Çünkü dava insanı, zamanını değil, çağları aydınlatır.
Bu insanlar modern çağın sinekleridir — rahatsız ederler.
Bu insanlar modern çağın uyanıklarıdır — uyandırırlar.
Bu insanlar modern çağın sahabeleridir — adanırlar.
Ve Bilmeliyiz ki...
Her çağın bir atı vardır; uyuşuk, yönsüz, şaşkın.
Ve her çağın bir sineğe ihtiyacı vardır; dürten, uyandıran, harekete geçiren.
Her toplumun bir karanlığı vardır; sessizlikle kaplı.
Ve her toplumun bir uyanığa ihtiyacı vardır; karanlığa ses olan.
Her davanın bir yolculuğu vardır; dikenli, yokuşlu, çetin.
Ve her yolun bir yürüyene ihtiyacı vardır; vazgeçmeyen, dönmeyen, çökmeyen.
Çünkü dava insanı, dünyayı değiştiren adamdır.
O sustuğunda dünya susar,
O yürüdüğünde medeniyet yürür.
O adandığında tarih yazılır.
MalcolmX’in uyanıklığını,
Sahabenin adanmışlığını taşıyan
Zamanın dava insanlarına selâm olsun…
Kalın Saglicakla,
19 Temmuz 2025 Dallas/TX
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.