
Lütfi AYHAN
“KEŞKE ÖLÜM HER ŞEYİ BİTİRSEYDİ”
Başlıktaki cümle ne büyük bir filozofa ait ne büyük bir mütefekkire. Bu sözün sahibi hepimizin sevip saydığı başta İmam-ı Azam efendimiz olmak üzere diğer mezhep imamlarına da ait değil. Bu cümle Hz. Ebubekir, Ömer, Osman Ali olmak üzere, bugüne kadar dünyada yaşamış tüm insanlardan, fazilet olarak en üstün (Peygamberler hariç) nesil kabul edilen sahabe efendilerimize de ait değil. Rabbimizin insanlar arasından seçtiği en kıymetli, en değerli 124 bin peygamberin hiçbirine ait olmadığı gibi onların en faziletlisi olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) e de ait değil. Bu söz/ bu cümle her şeyin sahibi ve yaratıcısı olan, malikül mülk olan, kadiri mutlak olan, Zamanı- mekânı, geçici dünyayı- sonsuz ukbayı yaratan… Rabbimizin gönderdiği son kitap olan Kur’an’da geçen bir ayettir. (Hakka 27)
YARATILANLARIN EN FAZİLETLİSİ İNSAN
İnsanı diğer canlılardan ayıran en büyük özellik düşünme, akletme, geleceği kurgulama, alet yapabilme özelliğidir. İnsandan başka hiçbir varlık, (hayvanlar, bitkiler, sular, dağlar yıldızlar…) bu özelliğe sahip değildirler. Onların hepsi Allah’ın kendilerine verdiği görevi şuursuzca yerine getirirler. Arı bal yapar lakin sebebini bilmez, hayvanlar, et yerler, ot yerler, su içerler, ürerler… Lakin bunları şuurla/akılla değil içgüdü ile yaparlar. Güneş, ay ve yıldızlar biz insanlar için doğar ve batarlar, rüzgârlar, insanlar için eserler. Tekmil ağaçlar, bitkiler, ekinler bizim için çiçeklenirler, bizler için başağa durup, meyve verirler.
Zaman ve mekân, varlık ve yokluk, iç ve dış, geçmiş ve gelecek, dünya ve ahiret, geçici ve ebedi, madde ve mana; dünya ve ukba, sevinç ve hüzün, galibiyet ve hezimet… her şey ve her hadise, her oluş ve her bitiş… Allah tarafından insan için yaratılmıştır. Bu sebepten insan Allah katında ve kâinatta en kıymetli, en değerli, en emsalsiz varlıktır. Ona verilen nimetlerin haddi hududu yoktur.
Rabbimiz tarafından varlıklara efendi, mahlukata halife olarak yaratılan insana, bu üstün vasıflara sahip olmanın, bu kadar büyük nimetlere müştak kılınmanın bir karşılığı olarak büyük bir sorumluluk, mesuliyet ve vazife yüklenmiştir. İnsan omuzlarına yüklenen bu kutsal emaneti yerine getirdiği zaman ise dünyada tattığı tüm lezzetlerin ölçüye sığmayan büyüklüğünde olan, bitmeyen, eskimeyen, usandırmayan her daim taze her daim iyi ve güzel olan nimetlerle dolu bir mekâna yani cennete kavuşacaktır. Tabi birde bunun zıttı olacak; tüm bu nimetlerin kıymetini bilmeyen, tüm bu nimetlere şükretmeyen, kendisine verilen yüce halifelik sıfatının gereklerini yapmayan…Aksine nankörlük yapan, isyan eden, gaflete düşen insanların duçar olacakları, acısı, ızdırabı ve çilesi çok büyük ve dünyadaki emsalleri ile kıyaslanmayacak kadar emsalsiz olacak cehennem yurdu vardır. Bu hakikati Malik’ül mülk olan, afüv, gafur, tevvab; kahhar, müntekim, cebbar… Olan Allah bizlere değişik ayetlerde bildirmiştir:
“KEŞKE KİTABIM BANA VERİLMESEYDİ”
Rabbimiz son kitabı Kur’an’da kıyametten bir sahneyi anlatırken şöyle buyuruyor:
“…Kitabı sol tarafından verilene gelince o, “Keşke” der, “Bana kitabım verilmeseydi de hesabımın ne olduğunu bilmeseydim! Keşke ölümüm her şeyi bitirseydi! Malım bana hiç fayda sağlamadı; Güç ve saltanatım elimden çıkıp gitti.” (Hakka 25…29) Bu kötü son ile ilgili bazı ayetler;
“Şüphesiz ayetlerimizi inkâr edenleri, gün gelecek bir ateşe sokacağız. Onların derileri pişip acı duymaz hâle geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki acıyı duysunlar! Allah azîz ve hakîmdir.” (En-Nisâ, 56)
“Onlar için Cehennem ateşinden döşekler, üstlerine de (yine Cehennem ateşinden) örtüler vardır. İşte biz zalimleri böyle cezalandırırız!” (el-Aʻrâf, 41)
“Onların üstlerinde ateşten tabakalar, altlarında da (yine ateşten) tabakalar vardır! İşte Allah kullarını bu azaptan sakındırıyor. Ey kullarım, Ben’den korkun (takva sahibi olun)!” (Ez-Zümer, 16)
Ve o gün cehennemlikler şöyle diyecekler: “Keşke ölüm her şeyi bitirseydi.” (Hakka 27) “Keşke toprak olsaydım…” (Nebe 40)
Buna karşılık cennetlikler ise şöyle diyecekler: Cennetlikler, cehennemliklere seslenir: “Rabbimizin bize vadettiğinin hak olduğunu bulduk. Siz de Rabbinizin (size olan azap) vaadinin hak olduğunu buldunuz mu?” (Onlar:) “Evet.” der. (Bunun üzerine) aralarından bir münadi: “Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun.” diye seslenir. (A'râf 44) Bu ayetten başka, araf 43, 46, 47, 48…Saffat 48,49,50… Gibi cennetlikler ile ilgili çokça ayet vardır.
Rabbim cümlemizi pişman olmayacak kulları arasına yazsın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.