Fatma Ç. KABADAYI

Fatma Ç. KABADAYI

Üstad Zeki Kaymakçı ile Dobra Dobra...

             “İyi şiir kendisini dinletir, iyi şiir boş lakırtıyı sonlandırır.’’

                                                                                  Zeki KAYMAKÇI

 

 

 

Zehir içtim avuç avuç baldıran
Var mı ömrü benim gibi çaldıran
Şafak vakti saba ile kaldıran
Kubbeden yükselen ezanlar var ya;
Allah aşkına bak ordayım işte...

zeki kaymakçı (@kaymakci_zeki) | Twitter

İyi şair, sadece şiiri iyi olan değil karakteriyle de topluma örnek olandır diyerek sizlere Üstadım dediğim Zeki Kaymakçı ile birlikte geldim bu kez. “Ordayım İşte” isimli şiirinden bir kıta tadımlık okuduğunuz şairimiz, ustamız.

Kendisini yaklaşık yedi yıldır tanıyorum ve imza attığı birçok projede olmaktan onur duyduğum bir şairimiz. Orta yaşa merdiven dayadığını iddia etse de, ruhu yirmilerde, hayat bilgisinden hep yıldızlı pekiyi ile mezun olan biri. “Ordayım İşte” kitabıyla Edremit’ten seslenen, okuyucuyu derin duygulara gark eden bir şair… İşe bahsettiğim şairimizle dobra dobra bir söyleşi yaptık ve okumayan kaybeder fikrindeyim.

“Hoş geldiniz Zeki Üstadım. Öncelikle kıymetli vaktinizden ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Ben sizi adam gibi adamların, şiir gibi şairlerin başına koydum bilirsiniz. Yazdığınız şiirlerle, okuduğunuz şiirlerde yorumlarınızla, projelerinizle örnek bir isimsiniz. Farz edin ki ben sizi tanımıyorum, kimdir Zeki kaymakçı, kaç yaşındadır, nerelidir, ne iş yapar?”

Zeki KAYMAKÇI: Sevgili Fatma, öncelikle hakkımda her zaman sarf ettiğin zarif ve yüceltici sözlerin için sana teşekkür ediyorum, sorduğun ilk soruya gelecek olursak Ben de tıpkı senin gibi Kayseri’liyim. Develi ilçesi, Çaylıca köyünün 7 çocuklu bir ailenin en küçük ferdiyim. 1968 yılında İstanbul da doğdum ve Eylem Deniz adında 2000 doğumlu bir kızım var. Mesleğim telekomünikasyon ve güvenlik sistemleri üzerine ama pandemi sebebiyle bir senedir çalıştığımı söyleyemem bu boşluğu da senin de bahsettiğin gibi Sanat ve Edebiyat projelerini hayata geçirmek için değerlendirdim ve hala da bu çalışmalara devam ediyorum.

ŞAİR ZEKİ KAYMAKÇI İLE SÖYLEŞİ: 'FOTOĞRAFLAR ŞİİRLERİ VE ŞAİRLERİ ANLATILIYOR'

“Hakkınız ödenmez gerçekten… Peki üstadım, her şiir yazana şair demeyiz. Bu kadar güzel şiir yazmanızı şiire sevdalı olduğunuza mı duygusal kişiliğinize mi, şiir kültürünüze mi borçlusunuz? İlham perisi ile bir yakınlığınız var mı?”

Zeki KAYMAKÇI: Aslında ben her şiir yazana Şair diyorum fakat şairinde bir derecesi vardır diye düşünüyorum. Şiir yazmayı seven herkesin, doğru kişilerden doğru bilgiler edinmesi durumunda güzel işlere imza atacağına bütün içtenliğimle inanıyorum. Kendi yazdığım şiirler ila alakalı sorduklarına cevap verecek olursam da söyleyeceğim ilk şey: güzel olduğunu düşünüyorsan bundan mutluluk duyarım ve sebebinin gözlemlemek, bilgi sahibi olmaya çalışmak, araştırmak ve en nihayetinde her mesleğin icrasında ki başarının ilk ve en büyük faktörü gizli kahramanı olan genlerimin edebiyat ile haşır neşir olmuş önemli şahsiyetler ile de alakalı da olduğunu düşünüyorum. Sadece şiiri değil yaptığı işi sevmeden yapan kim olursa olsun başarısız olmaya mahkumdur ben şiiri seviyorum dersem çok az söylemiş olurum ben şiiri yirmi dört saat yaşıyorum…

“Ailenizden de şiir yazanlar var. Onların bu alana ilgi duyması sizinle mi ilgili yoksa onlar mı size ön ayak oldu? Yeri gelmişken beğendiğiniz şairlerden, mutlaka okunmalı dediğiniz kalemlerden de birkaç isim istesek mümkün mü?”

Zeki KAYMAKÇI: Büyük ağabeyim Mustafa Kaymakçı iyi bir şairdir ve ablam Elif Tarhan şiirle oldukça yakın bir ilişki içinde olmanın dışında çok iyi bir bağlama ustası ve ses sanatçısıdır. Develi denildiğinde akla gelen ilk isim olan Âşık Seyrani Anneannemiz sebebiyle genlerini taşıdığımıza inandığımız bir değerimizdir. Beğendiğim şairler bu dünyadan göç etmiş edebiyat dünyasının isimlerini ezbere bildiği büyük ustalarını söylememe gerek bile olmadığı için yaşayan değerlerden bir kaçını söyleyeyim . Bunların en başında şiirlerini okurken büyük keyif aldığım şahsının olduğunu senin bilmene rağmen, burada seni övüyormuş gibi görüneceğimden hiç çekinmeden söyleyeyim ki Fatma Çetin Kabadayı - Sibel Orcan- Havva Keskin-Elif Aktan- Belgin Elburz Sarcan- Filiz Daş kadın şairlerimizden, Samim iğde- Gaffar Güllü- Fikret Bezgin-Alpaslan Durma- Ozan Uslu- Hamdi Balık- Kamil Gündüz isimlerini bir çırpıda sayabilirim saha isimlerini saymaya fırsat bulamadığım değerli kalemlerin affına sığınarak…

“Bu isimlerin arasında olabilmek büyük mutluluk verici. Devam ediyorum; Zeki Kaymakçı, birçok projeye imza attı. Geçen yıl başlattığınız “Şiir Kadrajda isimli projeye 51 Şair ile yola çıktınız. Proje hakkında bilgi alabilir miyiz? Ayrıca bu projede olmak da benim için ayrı bir gurur.”

Zeki KAYMAKÇI: ŞİİR KADRAJDA o sayı olarak adı geçen 51 şairin projesi benim gözümde, daha önce mini bir versiyonu yine benim de içinde bulunduğum KAZDAĞI ŞAİRLERİ ve EDFOD Tarafından Balıkesir Edremit’te düzenlenmişti ama o sergi biraz daha lokal bir sergiydi. Sadece bölgemizde yaşayan şairlerin şiirlerinden oluşan ve bir kereye mahsus açılmış bir sergiydi. Bu sefer ülkemizin birçok noktasından çok değerli kalemler sadece birer şiirleriyle katılım sağladılar ve o nefis şiirleri ortalama 1.30 cm yükseklik ve 50 cm genişlikteki tablolar haline getirildi. Üç değerli fotoğraf sanatçısı dostumuz birbirinden güzel eserlerini hiçbir maddi beklenti olmaksızın projemize hibe ettiler ve inanılmaz güzellikte eserler hazırlandı. Pandemi süreci biter bitmez Edremit/ Balıkesir, İstanbul, Ankara, İzmir ve Yozgat da açılacak sergimiz ve emin ol ki anlatarak tarif edilemeyecek boyutta güzellikler yaşayacağız…

 

“Bundan eminiz ve inanın çok heyecanlıyız. Üstadım, sizce şiirde önemli olan nedir? Bir şiir okunduğunda karşı tarafta ne gibi duyguları şahlandırmalı?”

Zeki KAYMAKÇI: Şiirin herhangi bir hedefi olmamalı,  şiir kendini anlatan bir şairin aslında başkalarını da anlattığını hissettirdiği boyuta ulaşmışsa değer kazanacaktır. Şiir etkinliklerinde anons yapılır “Arkadaşlar lütfen sessiz olalım, arkadaşı dinleyelim” gibi. Ben o durumlarda söylerim: böyle bir anonsa gerek yok “İyi şiir kendisini dinletir, iyi şiir boş lakırtıyı sonlandırır.’’

“Türkiye’de edebiyat sizce ne durumda? ‘Esinlenme’ dedikleri ama bazen de farklı boyutlara giden bu uygulama hakkında ne düşünüyorsunuz mesela?”

Zeki KAYMAKÇI: Esinlenmede anlam karmaşası yaşanıyor, esinlenme dedikleri yani diğer adı ilham olan şey senin şiirini okuyup “Dur bunu birde ben şöyle yazayım,” demek değildir. Senin hayatında bir şey görürüm ve bu beni etkiler, heyecan duyarım kendimi bulurum, o konu da şiiri yazarım. Bu senin olayından ilham aldığım anlamına gelir. Yoksa Ordayım İşte şiirini okuyup Burdayım işte diye şiir yazarsanız ve bana da bunun adı esinlenmek veya tevafuk derseniz alacağınız en basit cevap “Güzel Ç/almışsınız olur”

“Kesinlikle anladım ve katılıyorum. Şiir yarışmaları hakkında fikrinizi öğrenmek isterim. Her yarışmada adil olunabiliyor mu yoksa ahbap çavuş ilişkisi var mı?”

Zeki KAYMAKÇI: İçinde jüri olarak bulunduğum Halil Soyuer şiir yarışması vardı. O kadar ince eleyip sık dokuduk ki bu durumdan rahatsız olup jüriden ayrılan arkadaşımız oldu. Birçok yarışma da ahbap çavuş ilişkisi zirvede ama ben yine de kimseyi suçlamak istemem. Mesela bahsettiğim yarışmaya sende dâhil 850 şair 1600 civarı şiirle katıldı, 5 yıl oldu şiirler verilen puanlar hala bende duruyor birisi çıkıp hesap sormak istese ki bu oldu hemen arşivi açıyor ve neden kazanamadığını anlatıyorum. Böyle bir yarışma bulursan durma gir…

“İnanın bulamıyorum Üstadım. Şiir dışında hayatınızda önemli olan üç şeyi sayın desem bunlar neler olur?”

Zeki KAYMAKÇI: Aslında çok şey var ama sadece üç tanesi diye bir ısrar varsa soruda o zaman aile, aşk gibi şeyleri geçeyim zaten bunlar herkes için önemli ve özeldir. O yüzden vereceğim cevap Atatürk- Fenerbahçe ve Hayvan sevgisidir.

“Şiir seven çay sever, muhabbet sever,  doğayı, resmi, sanatı, hayatı, aşkı, huzuru sever. Zeki Kaymakçı neleri sever?”

Zeki KAYMAKÇI: Bazıları için mübalağa gibi görünse de ben bir hayvanın doyduğunu seyretmeyi seviyorum, karlı havalarda sokakta kalan bütün canlılara yardım edebilmeyi seviyorum, ağlamayı seviyorum, sohbet etmeyi ve sevdiklerimin bana telefon açmasını seviyorum.

“Aslında size mektup yazılmasını da sevdiğinizi duymuştum. Evet, Sanatçı dediğimiz paylaşır, öğretir. Biz de sizin canlı yayınlarınızdaki tatlı sohbetlerinizde şiire, hayata, yaşamaya dair çok şey öğreniyoruz. Zeki’nin Radyosu evimize keyif, hüzün, duygu getiriyor, mutlu oluyoruz. Samimiyetinizle aileden biri gibi, yorumunuzla doğa seyreder gibi huzur kaplıyor içimizi. Sizi dinlerken süt taşırdığımız da oldu, ağladığımız da güldüğümüz de. Bu başarınızın sırrı nedir?”

Zeki KAYMAKÇI: Çocukla çocuk büyükle büyük olmam gerektiğini on bir yaşında iş hayatına atılarak öğrendim. İnsanı seversen ve bunu sahte bir yüzle değil de gerçek bir kalple yaparsan insanlar bunu zamanla görüyor, samimiyeti anlıyor ve siz gerçekten bir şeyler biliyor ve bunu karşı tarafa üstünlükmüş gibi değil de bir paylaşım gibi sunuyorsanız sizde kendilerini buluyorlar. Başarılı buluyorsan bunu sanırım çıkarsız seviyor olmama borçluyum.

“Katıldığınız programlarda ya da şiire dair paylaşımlarda aklınızda kalan unutamadığınız bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?”

Zeki KAYMAKÇI: Adı bende saklı kalsın bir öğretim görevlisi Profesörümüz İzmir’de bir etkinlikte yalan, yanlış bilgileri ile sahnede insanları etkileme çabasına girmişti. Orada kendisi ile aramızda geçen diyaloğu değil ama çok yaşlandığı için neredeyse iki büklüm bir vaziyette ayakta durabilen büyük bir şair olan Yalçın Benlican’a saygısız bir üslupla söz hakkı verirken “gel bakalım adın nedir?” dedi. Büyük usta kafasını kaldıramadan “Yalçın BENLİCAN” cevabını verdi. Profesörümüz alaycı bir tavırla “gel hele bakalım kimdir Yalçın Benlican, kimdir, nedir bir tanıt kendini1” dediği anda Benlican Hocadan nefis bir cevap gelmişti hayatım boyunca unutamayacağım:  “Benim YALÇIN BENLİCAN demem yeterli’’  işte bu yüzlerce kez gittiğim futbol maçlarında bile göremediğim güzellikte bir goldü.

“Evet, bazıları şov yapmak isterken asıl seviyesini saklayamıyor ne yazık ki. Üstadım, elinizde imkân olsa hayatta neleri değiştirirdiniz?”

Zeki KAYMAKÇI: “Bu hayvanları belediye neden toplamıyor?” diye sızlanan komşuları…

“Yeni şiir yazmaya başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir?”

Zeki KAYMAKÇI: Ellerine ne geçerse okusunlar, şiirin kuralları olduğunu öğrensin, anlasın ve inansınlar. Ben yüreğimden geleni yazıyorum kural sevmiyorum diyenlerden olmasınlar.

“Zeki Kaymakçı’nın ömrü oldukça boş durmayacağını biliyoruz; yapmayı düşündüğü proje ve çalışmalara dair ipucu istesek acaba alabilir miyiz?”

Zeki KAYMAKÇI: Şu an en büyük hedefim kilo vermek çünkü TV’de program yapmak istiyorum. Ama ondan daha önemlisi ŞİİR KADRAJDA sergisinin Ankara’da Külliyede devlet erkânının katılımıyla taçlandırılması ki bunu bir hayal olarak söylemiyorum bu kadarını söyleyeyim gerisi kalsın.

“Bu bize büyük bir sürpriz olacak desenize. Müsaade ederseniz okurlarımızla “Ordayım İşte” şiirinizin tamamını paylaşmak isteriz.”

 

ORDAYIM İŞTE

 

Görmedim demişsin hayli zamandır

Bilmezsin ki sevmek nasıl yamandır

Aşk ile yananın gönlü dumandır

     Uğrunda yanılan sevdalar var ya;

     Küllere dokun bak, ordayım işte

 

Anayollardayım hem şoselerde

Issız sokaklarda boş köşelerde

Akşam iş dönüşü kendi semtinde

     Bakmadan geçtiğin duraklar var ya;

     Bir kere dön de bak, ordayım işte

 

 

Sularda, toprakta, hem de ateşte

Gece yıldızlarda gündüz güneşte

Uranüs, Jüpiter, bazen Venüs’te

     Yağmuru yağdıran bulutlar var ya;

     Gökyüzüne bir bak, ordayım işte

 

Soyadım ızdırap adımsa cefa

Sensiz mümkün değil süreyim sefa

Ölürüm sevinçten görsem bir defa

     Ağlatan şarkılar şiirler var ya;

     Okurken kalpten bak, ordayım işte

 

Hikâyeyim gülmek için yazılmış

Oysa kabrim ben doğmadan kazılmış

Özlü sözüm hep üzerim çizilmiş

     Romanlarda hani son satır var ya;

     Sayfayı çevir bak, ordayım işte

 

Şiir oldum satır satır ağlayan

Bir besteyim yürekleri dağlayan

Gözyaşının akmasını sağlayan

     Kemanda gizlenen o figan var ya;

     Telleri izle bak, ordayım işte

 

Beni benden alan bir çift hilal kaş

Elden gelen güller sanki bana taş

İçmesem sarhoşum içersem ayyaş

     Gönlü bir hoş eden o meyler var ya;

     Kapağı açta bak, ordayım işte

 

Zehir içtim avuç avuç baldıran

Var mı ömrü benim gibi çaldıran

Şafak vakti saba ile kaldıran

     Kubbeden yükselen ezanlar var ya;

     Allah aşkına bak, ordayım işte

 

Hasretim sevgine, sesine hasret

Hasretim kokuna, tenine hasret

Hasretim ismine, cismine hasret

     Sürmeler çektiğin gözlerin var ya;

     Aynaya iyi bak, ordayım işte…

                        Zeki KAYMAKÇI

 

“Harika… Vakit ayırdığınız için tekrar teşekkür ediyor, çalışmalarınızda başarılar dileyerek saygılarımı sunuyorum.”

 

Zeki KAYMAKÇI: Ben de çok teşekkür ederim umarım 2021 yılı hepimize sağlık ve huzur getirir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.